......Kendi öyküsünü ne anlatabilen, ne de dinleyebilen.
Kendi türküsünü ne yazabilen, ne söyleyebilen......
Kendi türküsünü ne yazabilen, ne söyleyebilen......
Ben de beceremem türküler söylemeyi, kimsin sorusuna cevap bile veremem kendini anlatmalardansa en çok nefret ederim. Hadi biraz kendinden bahset derler ya adımdır en fazla söyleyebileceğim onu da utana sıkıla, Asaf yalan söylemez yalnızın durumları diyorsa vardır bir bildiği. Ama bence yalnız öyküsünü güzel anlatır,anlatır da yalnızsa nedeni mi olur öykü anlatmaya, yalnız nasıl bilsin dinlemesini, şirazesi hep kendi olduktan sonra, hele de türküler söylecek olsa ne işi var yalnızlıkta…
"Kimsin?" sorusuna cevap veremem diyorsun, çok yabancı gelmedi bu hal bana.
YanıtlaSilYeşil, uçsuz bucaksız ancak bir o kadar da amaçsız pastoral bağlar bahçelerdense, apartmanları daha bir sıcak bulmuşumdur. Ancak, girişlerde, zımbırtıdan gelen şu ses yok mu:"Kim o?"
Hayır, modern hayat feylesofu değilim. Kendisiyle hesaplaşıyor görüntüsüyle ekmeğine reçel, bal sürenlerden de hiç olamadım. Ancak, o "kim o?" sorusunda kalakalıyorum ben.
"kim o? kimim ben... adımı söylesem... insan başkasına kendi adını niye söylesin, adlar senin çağrılman içindir... kimim yahu ben?"
-------
"yalnızın odasında
ikinci bir yalnızlıktır ayna."
Aynen dediğin gibi ''Kendisiyle hesaplaşıyor görüntüsüyle ekmeğine reçel, bal sürenlerden de hiç olamadım. '' iş biraz böyle kendimle hesaplaştığım bile yok belki, çok cesur olmak lazım onu hakkıyla yapabilmek için. En kısa anlatımıyla hayatı beceremiyorum hepsi bu... Kapıyı çalana ''kim o?'' yerine hep evde yokum demek istemişimdir mesela, ki sesi çıkan herkesin burda olduğuna inanan bünyeler afallasın biraz. Sahi güzel soru kimim yahu ben?
YanıtlaSil