12 Mart 2011

   Hayat çok çok bir tren istasyonu hep ve daim vedaların yaşandığı. Trene binmeden öpüyorsun,konuşuyorsun, gözlerin doluyor sadece onlar var, kokuları var, her ertesi gün birlikte olacakmış gibi bir nefes alışları var, sanki  yine buluşulacakmış çaylar söylenecekmiş ve hatta türküler...
    Sonra trene biniyorsun, camından  bakıyorsun birer anı olmuş herkes, gülümsemelerinin ucunda eski rayihalar, eskimiş puslu gözleri, siyah beyaz çocukluk hatıraları gibi.Senin güzel yeminler eden dudakların, yalanlarını anlamış bir çocuk utancıyla susmuş,susuşun mühürlü nehirleri bırakmış,çok sular akmış her yerden,  güçlü sular,kayaları yerinden söker gibi akmışlar, öyle bir lodos gibi başlayıp bitmiş her şey ortalık sütliman,sessizlikte sadece tren uğultusu...
                                                                                

2 yorum:

  1. Ne çaylar içilecek ne türküler söyleneyecek beraber.Sadece bir elde sigara, boş gözlerle yalnızlık şarkıları mırıldanılacak.

    YanıtlaSil
  2. dostla yalnızlık şarkıları mırıldanmak bile güzeldir=)

    YanıtlaSil